Bu sayfayı yazdır

Yabancı Dil Bilmeyen Türkçü Olamaz

13 Haz 2016

Yurtdışı önemsiz midir? Ya da şöyle sorayım, Türk milliyetçiliği yalnızca Türkleri mi ilgilendirir? Türk milliyetçileri Niğde'deki kahvehanede Turan'a dair konuşup, birbirlerini övüp, meseleyi kapatarak evlerine mi dönecekler her gece?

Esasen "X yapmayan/yapan Türk milliyetçisi olamaz" gibi laflara karşıyımdır. Ancak Türk milliyetçiliğinin dünya çapında bir aktör olması için, bir süre aydınlanmacı faşist olup bunu bir zaruret olarak görmemiz gerekiyor. Hiç değilse 25 yaş altı için... Sözgelimi Paşayeva gibi ülke ülke gezerek milli çıkarlarımızı savunan konuşmalar yapan, pineklemeyip yurtdışı imkanlarımızı, sözgelimi Avrupa Parlamentosu'ndaki gözlemciliği, dostluk komisyonlarını efektif kullanan vekillerimiz olsun istiyorsak, bunun temellerini böyle atmalıyız. 

Şu AB projesiyle yurtdışına gidip pkk derneklerini ziyaret eden kürt öğrenciler haberini gördüm, aklıma düştü. Türk devleti vesilesiyle edindiğimiz imkanlardan sadece Türk çocukları ve özellikle milliyetçiler faydalanmıyor. Türkiye'nin üye olduğu yahut temasta bulunduğu bütün uluslararası yapıların sivil faaliyetlerine dahil olunmalı, fonlardan faydalanılmalı.

Atıyorum hariciyedeki bir vizyonlu adam gidiyor bir yer ile işbirliği anlaşması yapıyor, bir alan açıyor vs vatan evlatları faydalansın diye. Vatan evlatlarından başka herkes faydalanıyor. Milliyetçi gençler Erasmus'a gitmeli, dernek kurup AB'den fon almalı.

Özellikle üniversitenin ilk yıllarındaki kardeşler, hiçbir şey yapamıyorsanız Erasmus'a gidin. Gittiğiniz yerde insanlara kendinizi sevdirin. Her yıl binlerce Türk milliyetçisi Erasmus'a gitse ve insanlarla temas kursa, ulusal imajımıza büyük katkısı olur. Hevaller ve özüne yabancı, hatta düşman gençler çıkıyor yurtdışına, ondan sonra vay efendim Türkler barbar, kürtler çok tatlı muhabbeti dönüyor.

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernuş

Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun

Diyor Bedri Rahmi. Haklı da. Yabancı dil öğrenmenin bir diğer artısı da istihbari açıdan olacaktır. Türk milliyetçisi dünyada neler döndüğünü birincil kaynaklardan öğrenip anında reaksiyon geliştirebilecek, öyle el yumruğunu yemeyen kendininkini balyoz sanar hesabı, ciğeri beş para etmez demagogları ülkü devi olarak görüp onların peşinden gitmeyecektir. Ayrıca bilimsel gelişmelerden, son nazariyelerden, keşif ve icatlardan haberdar olacak, geride kalmayacaktır. Ülkede bir Marksist sansür olduğunu söyleyebilirim: Kasıtlı olarak böyle bir sansür yoksa da, yayınevleri ve çevirmenler genellikle Marksist olduğundan, Marksizmi yanlışlayan eserler pek Türkçe'ye kazandırılmıyor. En azından, Marksizm'i olumlayanlar daha fazla çevriliyor diyebiliriz kesinlikle, bu da yurdum Marksistinin "bilim bunu söylüyor kardeşim" diyerek propaganda yapmasına zemin hazırlıyor. Şahsen çok önemli bulduğum Steven Pinker'dan The Language Instinct ve Azar Gat'tan (İskender Öksüz'ün önerisiyle) Nations kitabının Türkçe haklarını Bilge Kültür Sanat adına ben aldım ve bunu önemsiz görünse de kıymetli bir hizmet olarak görüyorum. Yayın camiasında, ama boş ve hamasi olarak değil de, "işbilir" olarak daha kalabalık yer alsak, bilim camiasındaki Marksist cemaati zayıflatabilirdik.

Sadece Ahmet Taşağıl'ın Çince bilen bir milliyetçi olarak ne kadar kıymetli olduğunu düşünün. Ve kendisinin "Çinliler Göktürkler ile Osmanlılar için aynı harfi kullanıyorlar" tespitinin şahaneliğini... Bunu yapmak istemez misiniz? Milliyetçiliğe en büyük hizmetiniz, ne kadar iyi milliyetçi olduğunuza dair bozuk Türkçe ile yazdığınız yazılar ve attığınız sloganlar mı olsun, bu mu?

Kürt teröristler "oyunu kuralına göre oynayarak" ne kadar başarı elde edilebildiğini -maalesef- gösterdiler. Yurtdışında sürekli lobi yapıyor, PR kampanyalarıyla davalarına destek topluyorlar. Biz "yedi düveli yendik, gerekirse bir daha yeneriz" diyerek oturacak ve elimizde söğüt dalıyla mı çıkacağız ekonomik, iletişimsel ve konvansiyonel savaşın bütün o korkunç enstrümanlarının karşısına? NATO üyesi bir ülke olarak Türkiye muhatap alınmıyor, PYD muhatap alınıyorsa burada bir "işbilirlik" sorunu vardır. geçenlerde Radyo 1'de konuk olduğum bir yayında da değinmiştim. Almanya meselesini düşünün, resmi rakamla 3.5 milyon Türk'ün yaşadığı bir ülkenin meclisinden nasıl bizim istemediğimiz bir tasarı geçebilir? Hariciyemizin başarısızlığıdır bu, ancak bir taraftan Türk milliyetçilerinin de başarısızlığıdır. Almanya teşkilatları, bir zamanlar MHP'yi ayakta tutan gayet etkili yapılardı. Ne oldu da kaybettik? O kadar güçlü Almanya teşkilatı, bugün Alman meclisinde neden etkin değildir? Neden Alman meclisinde güya Türk asıllı olarak temsil makamına gelenler, Türk'ten başka her şeyi temsil ediyor, hatta yaranma içgüdüsüyle en büyük Türk düşmanlığını yapıyor?

Bizim güya "Türk gazetesi" dediğimiz paçavralar bile, İngilizce versiyonlarında PKKlılardan rebels yahut militants diye bahsediyorlar kimi zaman. Bahtı kara maderini kurtarmak onun için ölmeye can attığına dair palavralarla avunmakla olmuyor maalesef, dil öğrenip maderinin ırzına dair yöneltilen suçlamalara karşı avukatlığını yaparak oluyor.

Madem üç dil dedik, ve Türk milliyetçisi gençleri dil öğrenmeye özendirmeye çalışıyoruz, tarihimizden de referans alalım. Bakın Salman Bey ve Turnatel Hanım Hikayesi'nde, Salman Bey nasıl üç dildeki yeteneğini konuşturuyor:

Üç lugatdan cavaf verim men size
Arap lisan, Farsı zeban, Türkı dil.
Şaşgın gezen tüşer sahraya düze,
Arap tarık, Farsı irah, Türkı yol

Bu cebrin tabını nece düzerem
El çeker dünyadan umut üzerem
Abdal olar cismi üryan gezerem
Arap berri, Farsı yaban, Türkı çöl.

Yarın siyah zülüflerin öreydim
İnce bele gızıl kemer saraydım
Bir zevk ile ağ sineye vuraydım
Arap yeddi, Farsı dest’i Türkı el

Cebhi bedir mahdi gaşdar firengi
Müjgan kirpihleri gurufdu cengi
Yârın atlas şallarının irengi
Arap ahmer, Farsı sürh’ü, Türkı al

Elvan libas zer gumaşdan biçilif
Örüh’leri dal gerdana saçılıf
Yarın gülgez yanağında açılıf
Arap perti, Farsı lale, Türkı gül

Hilal gaşdar gudretinnen çekilif
Ebrüşüm muy dal gerdana dökülüf
Gurşah altdan mektum kimi pakülüf
Arap sülb’ü, Farsı kemer, Türkı bel

Salman deyer insafsızda olmaz din
Ne salıfsan meni cenge galbi kin
Vezir sana duvam budu dünü gün
Arap meyyit, Farsı mürde, Türkı öl

 


M. Bahadırhan Dinçaslan

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. 

 

 
mbdincaslan.com | © 2024 Tüm Hakları Saklıdır

  • Mevcut yorum yok.