Bu sayfayı yazdır

Milat Neden 17 Aralık?

19 Ağu 2016

Bir tuhaf modadır gidiyor: Hükümete destek olmak, hükümetin yanında olmak... Erdoğan'a içten içte saygı duydum, usta bir siyasi manevra ile, "benim yanımda değilsen darbenin yanındasın" fikrini çok iyi işledi herkese. Kılıçdaroğlu ve "reisinin" her hamlesini desteklemeye dünden razı Bahçeli'nin de ilk geceden itibaren koşulsuz ve gereksiz bir "Erdoğan'la saf tutmak" mesajı vermesi de geniş kitlelerin durumu çabucak kabullenmesine neden oldu. 

Fakat, ne zaman böyle sorgulu yazı yazacak olsam aklıma düştüğü gibi, "okumuş bir işçi soruyor", mesela neden 17-25 Aralık milat bu cemaatle savaş işinde? Neden Ergenekon, Balyoz soruşturmaları değil? Erdoğan'ın ailesini hedef aldıkları için mi? Sayın başkomutanımız için, ailesi ordusundan daha mı önemli yoksa? İnanmam. Ama doğru dürüst, ikna edici bir açıklama da yok. 17-25 Aralık'a kadar bunlar kendilerini açık etmemişler miydi? Fethullah Gülen'in videosu ortada dururken, sayısız rapor orada iken, zamanın başbakanı Erdoğan savcı oluyor, askerlerimiz işlemedikleri suçlar isnat edilerek derdest ediliyorken... PKK'nın Serxwebun'da açıkça üstlendiği katliamlar bile Ergenekon'a, yani Türk subaylarına ihale edilip ordunun prestiji yıpratılıyorken, kozmik odaya giriliyorken? Hepimiz oradaydık, o zamanlar da belliydi cemaatin devlete sızmaya çalıştığı. Ben daha 10lu yaşlarımın başında görmüş, her zaman liyakati ve iki elimle kazanmayı önemsediğim için tiksinmiş, bir maklubelerini bile yememiştim. Koskoca devlet erkanı, bencileyin çocuğun gördüğünü mü göremiyordu? 

Diyelim ki göremediler. Herkes görürken, her şey ortalıkta iken göremeyen, bugün nasıl destek ister? Elbette, sözgelimi Erdoğan'a suikast planı varsa, bunun karşısında ve Erdoğan'ın yanında olmak lazım zira kendisi cumhurbaşkanıdır. Ancak suikastin ötesinde, cemaatle mücadelede, Erdoğan'ın ve AKP'nin yanında olmak nasıl bir aklın tercihidir? PKK ile çözüm süreci zımbırtısını çıkarıp, peşinden "Aa! Bizi kandırıp şehirlere bomba yığmışlar" itirafları yetmedi, "ne istedilerse verdik", "biz de bunlara inandık" itirafları az geldi, önüne gelenin kandırdığı bir yapının cemaat gibi sinsi ve ne kadar tehlikeli olduğu iyice ortaya çıkmış bir düşmanla mücadele edebileceğine inanmıyorum. Tam olarak bu yüzden, devletin bekasını önemsediğim için, cemaatle mücadeleyi AKP'nin yürütmesini istemiyorum. Muhtemelen cemaatçi diye hayvanseverleri atar, yerine temiz diye cemaatçileri alırlar. Cemaatçileri almazlarsa başka bir tarikati alır, bir beş yıl sonra şikayet ederler yine kandırıldık diye.

Sonra şu OHAL vs; cemaate karşı bu kadar hızlı ve topyekün hamle yapabildiniz... Neden PKKlı öğretim üyelerini, belediyecileri, memurları temizleyemiyorsunuz, üstelik ülkücü gençler defaatle şikayet ederken... Diye sormazlar mı adama?

Manzara bellidir, AKP'nin aklı başında bir insan için cemaatle mücadelede doğru adres olmadığı açık. Ama ilginçtir, CHP bile "kardeşim biz demiştik. Dinlemediniz, bırakın bari biz gerisini halledelim, çekilin" diyemedi yüksek sesle. 

Benim de aklıma hep şu geliyor: Eğer darbe başarılı olsaydı, ben muhtemelen asılırdım. Zira daha AKPliler Hocaefendi demeyene saldırırken ben Fethullah'a küfür ediyor, bir Nurcu Terör Örgütü'nden bahsediyordum. Fakat AKPlilerin ekserisi ne olurdu? Muhtemelen Fethullah kitapları vitrinlere konur, hocaefendi ile çekilmiş fotoğraflar Facebook profil fotoğraflarını süslerdi... E, halk neden bunu görmüyor, hiç dahli ve desteği olmamış, tertemiz bizlere teveccüh etmiyor da, kanıyor yine bunlara? Herhalde en büyük sebebi halkın tabii ki çıkarcı ve şark kurnazı olmasında yatıyor. Bir de, mesele halka iletişimsel bir operasyonla bir şeyleri anlatmak, onlara semboller, ikon isimler vs. bahşetmek. O da Meral Akşener'di, iktidar taliplisiydi, sırf mertçe iktidara talip oldu ve nalına, mıhına vurdu diye hala saldırılıyor ve medyada yer alması engelleniyor. Biz devam edeceğiz onun yanında, önünde durmaya: Arkasında değil. 

İşte böyle bakınca, aklıma düşüyor, biz iktidar olsaydık? Biz dediğim, seküler Türk milliyetçileri. Evvela, bütün tarikat, cemaat ve dini ıvır zıvırlar topyekün -hak ettikleri gibi- terörist muamelesi görürler ve ortada yok efendim Fethullah cinleri kullanıyor, vay efendim Erdoğan Fethullah'a ölsün diye büyü yaptırıyor söylentileri dolaşmaz, basitçe ilgili mahkemeler Türkiye Cumhuriyeti'nin meczuplar, şarlatanlar memleketi olmayacağını umum şakirde hatırlatırlardı. Hasbelkader darbe olsa ve hemen arkasından geçsek iktidara, hiç değilse Fethullah'ın terörist olduğunu belgeleyen deliller Amerika'ya Türkçe gönderilmez, adam gibi İngilizce'ye çevrilip yollanırdı. 

Bir defa uluslararası alanda prestijimiz, saygınlığımız olurdu. Zira tipimiz ve ağzımız bozuk olmazdı. NATO ve Rusya arasında bir berikinin, bir ötekinin kucağına düşerek saçmalamazdık, Batı ile ilişkileri kuşkucu ama iyi, doğu ile ticareti gelişmeye devam eden bir ülke olurduk. Başbakanımız kendi askerine kurulan tuzakta savcı rolü üstlenmez, hadi ki üstlendi, hatasını fark ettiği anda alicenaplık gösterip istifa ederdi. Bizim iktidarımızda Soma'da devletin dahli olmazdı zaten, ama sırf böyle bir olay olduğu için ilgili bakan sorumlu hisseder, istifasını sunardı mesela. İstifa kültürümüz olurdu be. 

Kendi partisinin muhaliflerine türlü düzenbazlıklar ve ahlaksızlıklar yaparak karşı koyan, meşru talepleri hasıraltı eden Bahçeli, demokrasi kahramanı falan olamaz, hak ettiği gibi bir mahalle kahvesinde çay içip biri gelse de benimle konuşsa diye akşama kadar beklerdi.

Böyle uzar gider. Biz iktidar olsaydık çok iyi olurdu. Ancak görüyorum ki, "bizimkiler", kendi iktidarlarını anlatmak, tahayyül edip insanların muhayyilesine yerleştirmek yerine, tertemiz referanslarını mevcut iktidarı kurtarmak için kullanıyorlar. Olsun. Meral Hanım hala var, hala mücadele ediyor. Ben bu "ayakları yere basan hayal"e devam edeceğim. 

Siz, aman darbeci derler korkusuyla, "Madem Balyoz, Ergenekon birer tuzaktı, neden orduyu ele geçirip darbe yapmalarına vesile olan en büyük operasyonları değil de, Erdoğan ve çevresinin yolsuzluklarını hedef alan operasyon, 17-25 Aralık milat oldu bu cemaati temizleme işinde?" diye sormaya dahi çekinebilirsiniz bu esnada. 


M. Bahadırhan Dinçaslan

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. 

 
mbdincaslan.com | © 2024 Tüm Hakları Saklıdır

  • Mevcut yorum yok.