Bu sayfayı yazdır

İYİ Parti'ye Hatırlatmalar, Eleştiriler

26 Haz 2018

Meral Akşener'in nihayet açıklama yapması bir nebze olsun insanları rahatlattı. Ancak hala durumdan memnun olmayan bir "muhalif İYİ Partili" olarak birkaç eleştiri yöneltip hatırlatma yapacağım.

Evvela, Meral Hanım'ın açıklamasının tam metni web sitesinde yok. Basit bir mantıkla güvenilir olması ve olası bir basın filtrelemesinden geçmemiş bir açıklamaya ulaşma şansı vermesi nedeniyle web sitesinden okumak isterdim. Ancak bu hayatî ve partinin ilki olan seçime dair yapılan açıklamayı hemen web sitesine koyma lüzumu görmemişler demek. 

İYİ Parti'ye dair çokça yazıp çizdim. İYİ Parti'nin kimlerin partisi olduğunu hatırlattım, CHP seçmenini incitecek stratejinin yanlış olduğunu yazdım, bir "yeni milliyetçilik" söyleminin kullanılması gerektiğini yazdım. Bu hususlardan hiçbirinde düzelme görmüyorum. 

İlk olarak, hala seçimin hemen akabinde açıklama yapılmamasını sindiremiyorum. İnce'ye de eleştirilerim var ama benim partim İYİ Parti. YSK önüne giden "muhalif"ler bireysel olarak, öyle etnik yahut islamofaşist güruhun adamları gibi 15 kardeşin lüzumsuz ve feda edilebilir bir adedi değiller. Bir ana babanın bir çocuğu, üzerinde büyük emek olan, kıymetli, işi gücü olan, çıkar için değil sırf ahlaken önemsediği için muhalif olan, Türkiye'de muhalif olmanın ağır bedelini ödemeye göze alan ve seçimlerde şaibe korkusu olduğu için YSK önüne, adliyeler önüne giden insanlar. Bir şaibe yoksa da, varsa da hemen duymayı hak eden insanlar. Coplanmayı hak etmedikleri halde göze almışken, AKP destekçileri havaya ateş açarken bir şeyler yapmaları gerekiyorsa onu, değil dağılmaları gerekiyorsa onu duymalılardı. Bu kadarcık kıymetleri yok mu? O pompalanan ümit akabinde, ben dahil büyük bir hayal kırıklığı yaşadık. Bu hayal kırıklığını yaşarken inandığımız önderlerin çıkıp durumu açık yüreklilikle, mertçe anlatmaları ve sonrası için planlar kurduklarına dair bizi temin etmeleri gerekiyordu. 

İkinci olarak, hala merkez lafını absürt buluyorum. Seçimin kazananı yoz ve sahte haliyle olsa bile milliyetçilik. Bir "merkez seçmen" olmadığı ortada. İYİ Parti'nin MHP'nin muhalifleri ve bir miktar CHP'li milli seçmenden oy aldığı ortada. Bu kutuplaşma içinde suya sabuna dokunmayan, aman Kürt seçmen incinmesin diyen siyasetin kaybettiği de ortada.

Bu kaybediş hususu önemli. Yapılan açıklamada "başarılıyız" deniyor. 3 gün önceki iddialarla, şimdiki iddialar çok farklı. Biz AKP seçmeni değiliz ki dünya lideriyiz, Almanya bizi kıskanıyor laflarını yutalım. Bizler bilinçli, edilgenlikten kurtulmuş, risk alan ve aldığı risk karşılığında hesap soran bir seçmen kitlesiyiz. Maraba değiliz. Dün kazanacağım diyen Meral Hanım'ın, CHP'lilere -yanlış bir strateji olduğunu defaatle belirttim- 2. tura bizi bırakmanız lazım temalı mesajlarla saldıran ve onları inciten İYİ Parti'nin bugün o iddialar hiç dile getirilmemiş gibi %7 ve %10 oy oranlarını başarı diye sunması komik. Komik zira hadi biz İYİ Partili olduğumuz için yuttuk, her şey ayan beyan ortadayken "potansiyel seçmen" olarak görmemiz gereken, bize oy vermemiş seçmen bununla dalga geçmez mi? 

Ne denmeliydi? Dürüstçe çıkıp, "Başarısız olduk, beklediğimiz ve hesapladığımız gibi olmadı. Bundan dersleri çıkardık, artık 45 vekili ve mecliste grubu olan bir yapı olarak yeni bir mücadele haritası çıkarıyoruz. Bu haritanın ilk amaç ve merhaleleri şudur, şudur" denmeliydi. Bu hemen denmeliydi, bu kadar insanın hayalleri ve gururuyla oynanmadan, aklıyla dalga geçmeden yapılmalıydı. 

İYİ Parti'nin çekirdeği MHP gibi duygusal aidiyet ve bağların güçlü olduğu bir partiye içi kan ağlayarak da olsa posta koyup gelenler tarafından oluşturuldu. Bu posta koyuş dalga geçilmek, salak yerine konulmak, beylik laflarla muhatap kalmak için değildi. Kimse İYİ Partililerden "bir bildikleri var" diye düşünmelerini beklemesin. "Biz Genel İdare Kurulumuzla oturur, masaya yatırır, sonra hemen söylemi değiştirip bunu size başarı diye sunarız, siz de yersiniz" demesin. Sırf kuyruğu dik tutuyoruz mesajı vermek için böyle bir söylem geliştirilmez, kaldı ki kuyruk dik de tutulmuyor. Bu tavırla gönüllü çalışacak genç bulmaya devam edebilecekler mi acaba?

Parti'de aşikar bir durum var: Partinin iletişim ve propagandası ile ilgilenenler kimlerse ağır çuvalladılar. Yanlış yaptılar, yapılan yanlışları listelemek bile oldukça uzun ve yorucu bir iş. Meral Hanım'ı yanlış yönlendirdiler, parti söylemini yanlış oturttular, ve başarısızlık geldi. Ben bedel ödenmeyen yapılardan tiksindiğim için İYİ Partili oldum, şimdi yanlış yapanın bedel ödediğini görmek istiyorum. Dahi çocuk diye sunulanların dahi falan olmadığı görüldü. Kurucu yapılan, parti bünyesinde yer verilen insanların (Ruhat Mengi gibi) oldukça yanlış tercihler olduğu görüldü. Ve başarısızlık geldi. Bu başarısızlığın ardından yeni hamlelere hazırlanabilmek için sebeplere inmek, bunları çözmek ve öyle hareket etmek lazım. Büyük hayal kırıklığının ardından kitle böyle toparlanır, "başarılıyız salaklar siz anlamıyorsunuz" diyerek değil. 

Ben acilen partiden yeni mücadele haritasını bekliyorum. 45 vekille birçok şey yapılabilir, neler yapacaklarını duymak istiyorum. Beni ikna ederlerse, o zaman böyle hınç dolu konuşmayacağım. Zira ben de objektif nazarla şu dar zamanda, baskın seçimde bu sonucu hepten "başarısız" bulmuyorum, hala bir ışık görüyorum, ama seçmen ve gönüllü olarak uğradığım muamele canımı yakıyor. 

Bizler kendi göbek bağını kendi kesen çocuklarız. İlk gençlik, çocukluk hatta bebeklik çağımızdan beri de iktidarda "bunlar" var. Başa çıkma yollarımızı geliştirdik, Gezi'de de ayranımız kabarınca ne olduğunu gösterdik. Kimseye muhtaç değiliz, bizi bünyenizde görmeye devam etmek istiyorsanız bizi adam yerine koyacak, merkez seçmene hitap etmek isterken merkez sağ hastalıklarına tutulmayacaksınız.

İdeolojiniz yoksa, yalnızca bir "derleme" iseniz, hele bir de bizi iyi hissettirmiyorsanız, gemiyi çıkarı olmayan herkes terk eder. Çıkarın da büyüğünü iktidar vaat ediyor, MHP ile "iktidarın küçük eniştesi ben olacağım" kavgası veren bir yapıya dönüşürsünüz. 

Etmeyin, yazık etmeyin. Meral Hanım'a, vaktiyle "oğlum" dediği bir adam olarak hem rasyonel, hem duygusal uyarımdır: Kimi dinliyorsanız yanlış yönlendiriyor, dinlemeyin. MHP'yi değiştirmeye çalışırkenki Meral Hanım'ı özledim, onu geri getirin. O kadın böyle yapmazdı, size güvenenleri ve daha önemlisi, insanları size güvendirenleri rezil etmeyin. Vebali büyüktür.


M. Bahadırhan Dinçaslan

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it. 

 
mbdincaslan.com | © 2024 Tüm Hakları Saklıdır

  • Mevcut yorum yok.