Üye Girişi

Üye Girişi

Herkes nasihat veriyor geçmişini sevdiğimin ülkesinde.

Bir süre evvel bir sohbette, ülkücü camianın içinde olup bir şekilde MHP ve Ülkü Ocakları'nın kurumsal işleyişinden, yönetim kadrosundan ya da genel manzarasından rahatsız gençlerle, bizim yıllardır sürdürdüğümüz Cumartesi sohbetlerinden birinde, ortam biraz kızıştı. Her şeye rağmen, Bahçeli, Şefkat Çetin gibi adamlara rağmen ülkücü camianın çok dışında durmayı kabul etmeyenlerle, "bu adamlarla ben bir değilim, böyle ahlaksız bir camiada niye durayım" diye haklı bir şekilde isyan edenler hafif karşı karşıya geldiler. Orada, her iki tarafı da anlayan ve büyük bir iç çelişki ile her iki tarafa birden mensup olan bendeniz, bir laf ettim: Ülkücüler aslandır...

Yedi kapılı Teb şehrini kuran kim?
Kitaplar yalnız kralların adını yazar
                                   Brecht

Bu Sabah Hangi Kağan Olsam?

Çocukken Jules Verne okurdum, pek severdim: Ayakları yere basan bir hayalperestliği vardı. Ay’a Yolculuk yazıyordu örneğin, bugün o kitapta kendince yaptığı hesaplamaların yanlış olduğunu biliyoruz, fakat Ay’a ayak basıldığını da biliyoruz. Bu “ayakları yere basan hayalperestlik” tavrı, o zamandan beri benimsediğim bir tavır olmuştur.

Türk milliyetçileri, sık kullandığım bir tabirle “bu sabah hangi kağan olsam” diye aynanın karşısında saatlerce zaman geçirip hülyalara dalan liseli kız çocuklarına benziyorlar. Hayal kurma yetenekleri var, maharetliler de, fakat “marifetli” değiller. 

Yeni Nesil Ülkücüler

Vaktiyle Radikal'de bir yazı yazmıştım, sair görüşten ülkücülerle yapılmış söyleşileri ihtiva eden bir kitap çıkacağını da müjdelemiştim. Ülkücülüğün yeni nesli ile ilgili tespitlerin bir kısmını kitaba bırakıp, "faşizmin güleryüzü"ne eğilmiştim.

Nihayet kitap elime geçti, okuyup bitirebildim. Kitaba katkı sunan 12 yazardan biriyim, o yüzden bu bir analizden çok, nasıl demeli, özeleştiridir. 

Kitabın kıymetli editörleri İkbal Vurucu ve Fırat Kargıoğlu ile Aygan Yayıncılık'a teşekkürlerimi sunarak özeleştiriye başlayayım.