Üye Girişi

Üye Girişi

MHP'de Ülkücülük Olur Mu?

03 Şub 2016

"Ülkücülük MHP'de olur" çok sık duyduğumuz bir iddia. Benim de vaktiyle sıkça dillendirdiğim bir şey. Pekala öyle midir? Evvela ülkücülük nedir, sonra MHP'de ülkücü olmak mümkün müdür bir bakmak lazım.

İşin sentezcilik, islamcı ajitasyon taraflarına hiç girmeyeceğim. Ülkücülük en basit anlamıyla siyasi Türk milliyetçiliği demektir. Yani siyasi konumu, projeleri, propaganda ve yönetimi Türk milliyetçiliğinin esaslarına göre belirleyeceğini iddia eden hareket; ve bu hareketin adanmış mensuplarına ülkücü denir. 

Pekala Türk milliyetçiliği, bir milletin "iyiliğini istemek" ve bu millet iyi olsun diye uğraşmaksa (ki Bilge Kağan kaç asır önce bu milliyetçiliğin en güzel tarifini gece gündüz çalıştığını, Türk budun yok olmasın diye uğraştığını anlatarak verir) bu mesele "mistik" bir mesele değildir, bilimsel bir meseledir. Yani "neyin iyi olduğu"nu tespit edebiliriz: Müreffeh bir yaşam, sağlıklı nesiller, bireysel özgürlüklerin kazanıldığı bir ortam, teknolojik gelişmeler (...) diye uzar gider bu. Yani yalnızca "Türk olmak ve kalmak" yetmez, mutlu, mesut, iyi, güçlü, zengin, özgür (...) Türkler olmak uğraşıdır Türk milliyetçiliği. 

İşin ahlak boyutu da var. Gerçi "ahlak eşittir din" diyerek ahlaksızlığı yayanların Türkiyesinde, ülkücülerin ekserisi bu yanılgıya düşen kesime mensuplar. Dolayısıyla oldukça netameli bir konu: Ahlak kimin kimle seviştiği, kimin ne kadar açık giyindiği ile alakalı değildir. Ahlak çalışırken, düşünürken, iletişim halindeyken insanları uyumlu bir cemiyet olmaya sevk eden/edebilecek kurallar bütününün adıdır. İsteyen istediğiyle sevişir, isteyen istediğini giyer: Bunun ahlak ile alakası yoktur, insanların cinsel arzuları ve kıyafet beğenileri ile alakası vardır ki buna dair fazla ileri geri konuşmak bok yemektir. 

İşin girizgah kısmını geçtik, yukarıdaki üç kısa paragrafa kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum; MHPliler hariç. İşte zurnanın zırt dediği yer de burası, MHP'de ülkücülük neden olmaz, anlatayım.

Bir evlat babasını neden ve nasıl eleştirebilir? Parası olmadığı için eleştirebilir mi? Babamın bana yaşıtlarımın dört beş katı harçlık verdiği, en güzel yerlerde tatile götürdüğü günler de oldu, ayakkabı alamadığı günler de. Ayakkabı alamadığı için babamı eleştirmem ya da "böyle baba olmaz" demem doğru mudur? Değildir zannımca. Fakat babam bana babalık vazifesini yerine getirdi: Olduğu zaman bana harcadı, eğitimime, gelişimime, mideme ve hatta "bu da bir ihtiyaçtır" diyerek eğlenceme. Olmadığı zaman da olsun diye çabaladı. Dolayısıyla MHP'ye yönelttiğim eleştiri "yoksulluk" eleştirisi değil, "yoksunluk" eleştirisidir: Kafa yoksunluğu, ahlak yoksunluğu, milliyetçilik yoksunluğu...

Şöyle bir düşünün, şu sıralar MHP'nin tehdit ve eleştiri okları en çok kime yöneliyor? MHP içerisinde "Bahçeli gitsin" diyenlere... MHP'den en çok tedirgin olanlar kimler? Elbette "muhalif" ülkücüler. Yani Türkiye'de AKPliler, teröristler ve saire MHP'den çekinmiyor da, MHP'nin bütün "caydırıcılığı" (ki o da çok kalmadı) iyi niyetle, "sen yapamıyorsun, biz yapalım" diyen MHPlilere yöneliyor. Böyle bir kurumda milliyetçi, ülkücü olabilir miyiz?

Sonra, hangi değerleri öne çıkardığın önemlidir. Örneğin bugün milliyetçi camiada "itaat", "konuşmama", "tartışmama", "sorgulamama" öne çıkıyor. Yirmi yıl sonra, demek, kafasız, mülayim, ebleh tiplerin sayılarını iyice arttırdığı bir milliyetçi camia göreceğiz. Gerçi Türk-islamcılık uzun vadede islamcılık&akp içinde eriyeceğinden, bu böyle sonuçlanmayabilir. Milliyetçilik, MHP'nin uhdesinden böyle giderse er geç alınacaktır. Bahçeli İstifa Etmezse Ne Olur yazımda biraz değinmiştim.

Bu tavrın hakim olduğu yerden en fazla mini mini bir sürü Devlet Bahçeli çıkar. Ülkücü çıkmaz. Doğru bildiğini konuşan, birey olmayı başarmış, vatana millete faydalı adam çıkmaz. 

"Küçük görme, hor görme delikanlım kendini" diyen şairi hiç okumamış kadar sefil, cesaretsiz ve kişiliksizsiniz.

MHP'ye Kaset Operasyonunu Hatırlamak yazımda demiştim: Muhaliflere ileri geri konuşanlar, hazır ortam uygunken, solcular, ulusalcılar bile Cemaat-AKP kapışmasını fırsat bilip eski hesapları açarken neden bu müthiş operasyonun faillerinin peşine düşmezler? Böyle bir kurumda milliyetçilik yapılabilir mi? Milliyetçilerin menfaati ve güvenliğini temin edemeyenler, milletinkini nasıl temin edecek?

Kafese tıkılmış aslanlara benzeyen ve git gide kedileşen bir camiada ülkücü olsak ne, olmasak ne? Neyi çözeceğiz? Neye dair planımız, programımız, etkili yöntem ve projelerimiz var? Bir avuç yoldaşıyla ülke siyasetini etkileyen Türkeş nerede, o kadar oy alıp İpsos 2014 raporuna göre en başarısız parti olarak MHP'yi zihinlere çakma becerisinden başka başarısı olmayan Bahçeli ve ekibi nerede?

MHP bir büyük balina leşidir ve dibe çöküyor demiştim. Tam olarak bu sebepten MHP'de ülkücülük olmaz: MHP, milliyetçiliğe zarar veriyor. Kerkük'ün nüfusuyla oynandı. Türkmendağı yerle bir edildi. Doğu Anadolu'nun demografyası değişti. Metropollerde kemikleşmiş DHKP-C semtleri, PKK varoşları var, artık şaşırtmaz oldu, şehrin mütemmim cüzü oldu bunlar. Bir de üstüne her an canlı bomba olabilecekler insanlardan müteşekkil, başıbozuk 2.5 milyonluk bir Suriyeli sürüsü var dizginsiz dolanıp duran. Böyle bir manzarada Türk milliyetçilerinin en büyük kurumunun içine düştüğü hal ve biz "küçükler"in çaresizliği çok acı. Boşuna demiyordu "Neyler Kerkük'te Türkmen? Türkistan neyler onsuz?" Bağrımızdan şimdiye dek öyle ya da böyle kafası pragmatist çalışıp bir şeyleri yavaşlatabilen bir lider çıktı, o da Türkeş.

Fakat artık bu işlevi yerine getirmiyor MHP. Hala bir "adres", bir açık adres ve bir doğal adres, dolayısıyla bu durumdan bunalan milyonlar gözünü MHP'ye çeviriyor, ona oy veriyor, görev tevdi ediyor. Fakat MHP'ye hakim mevcut yönetim, bu görevi yerine getirmiyor. Yoksulluktan değil; yoksunluktan. Beceriksizler, kafasızlar, isteksizler ve çoğu zaman hainler; kasten yapmıyorlar. Hal böyleyken MHP terör örgütlerinden daha tehlikelidir: O örgütleri ortadan kaldıracak potansiyeli saçmasapan lider hırslarına, devletten alınan yardımı nasıl bölüşeceğinden başka siyasi hesabı olmayan parti kadrolarının çapsızlığına hizmet ettirdiği için. MHP bu potansiyeli fünyeyle patlatan bir polis uzantısı gibi: Türkiye'yi dönüştürecek bir milliyetçi dalganın tek ihtiyacı bir yüksek akıl ve stratejik merkez. Eskiden bu merkez MHP olduğundan, kitleler buraya yöneliyor. Ama MHP'nin nereden tevdi edildiği belli olmayan görevi, bu potansiyeli dizginlemek, kontrol altında tutmak.

Maalesef ben "en kötü MHP, şu halde mecliste mutlaka bulunması gereken milli bir kaledir" demiştim, bugün milyonların mustarip olduğu ve bu yazıyı okuyanların beni eleştirmesine, bana sövmesine neden olan illüzyon yüzünden. Ne yazık ki artık böyle görüyorum ve o yüzden artık iki defa kaygılıyım: Neyleyecek Kerkük'te Türkmen? Türkistan neyleyecek bizsiz? 

"Ne olursa olsun, MHP marka değeridir, gelenektir, kutsaldır, mirastır" diyerek buna karşı çıkanlar olacaktır, ben de öyle diyordum. Fakat şöyle düşününüz: Düşman işgaline uğradık ve bir camiyi kerhaneye çevirdi. Cami hala kutsal mıdır? Camiyi kutsal eden mekan ya da taşlar yahut mimari değil, oradaki müminlerin, Tanrı huzurunda sultan ile çobanın eşit olduğunu idrak ile bir araya gelişlerindeki ruhtur. Camide mümin yoksa, cami kutsal olamaz; MHP'de ülkücü yoksa, ki yok, MHP kutsal falan değildir. Hem de, caminin kerhaneye dönüştürülmesinin, caminin müslüman bilinçaltındaki kutsiyeti vesilesiyle müslümanları fuhşa teşvik için kullanılabilecek olması gibi, MHP mevcut marka değerini ve geleneğini Türk'ten başka her şeye hizmet için kullanıyor.

Ümit Özdağ'a CIA ajanı dendiğini hatırlarsınız. MHP'nin namlı kalemşörlerinden biri demişti, yazısını silmiş şimdi. Şimdi bir CIA ajanıyla birlikte mi çalışıyorlar acaba? Ya da şu habere bakın: MHP'de 131 imza geri çekildi  Genel Merkez'in gazetesinden, Ortadoğu'dan bir yalan haber. Yalan haber yapanlarla mı kurtaracağız Türkiye'yi ve Turan'ı. Üstelik yalanı stratejik zorunluluktan düşmana karşı değil, dosta karşı söylüyorlar. 

Her muhalif sese "döveriz, şok tedavi uygularız" vs. diyenlerle mi Türkiye'yi kurtaracağız, Türkmendağı meselesinde, PKK'ya ya da AKP'ye karşı bir icraatlerini görmemişken? Hele, bu manzarada iyice kişiliksizleşen güya "ülkücü gençlik" dediğimiz zavallı sürüye mi güveneceğiz? Aman başkanım ne der, aman filanca abi ne der diye seri malı, ortayolcu, omurgasız tiplere dönüşen, varoş kürtçüleri gibi beşi onu bir araya gelip namuslu ülkücü kalemlere dil uzatan, güya tehdit eden, korku salan? Hoş, kendi hesabıma ben korkmuyorum, bir tanesi yeltense de dalağını eline versem diye bekliyorum ama, morali bozulan, şevki kırılan binlerce tertemiz niyetli gencin kaybının hesabını kim verecek? 

Değil, maalesef değil. MHP mevcut haliyle ülkücülük yapılabilecek bir yer değil. Ahlaken kokuşmuş. Aklen kokuşmuş. Doğru dürüst bir gazete bile çıkaramıyorlar; imkan mı yok? Hiçbir şeyi düzgün yapamıyorlar, bu parasızlığımızdan mı, imkansızlığımızdan mı? İmkan var. MHP kadroları hariç, MHP'ye oy veren insanlardan söz ediyorsak, çok güzel bir insan sermayesi de var pırıl pırıl. Ama işler doğru yürümüyor: Öyleyse şahsi hırslar, düşmanın emelleriyle tevhid edilmiş demektir. 

Böyleyken böyle. Her şeyin üstüne bir de pişkinlikle istifa etmeyen, delege imzalarını hiçe sayan adam, özüne saygısı olan, biraz olsun izzet-i nefsi olan herkese küfür etmiş, sizi adam yerine koymuyorum demiştir. Şu halde kendini adam yerine koyanın MHP'de işi yoktur, muhalif saflar hariç. Muhaliflerin de bu sorunları çözüp çözemeyeceği muallak, hep bundan mustarip olduk: Çoğu zaman muhalifler, mevcut yönetimden daha berbat bir kafa yapısını temsil ettiklerinden Bahçeli ve ekibi bu kadar kemikleşebildi zaten. Ümit ediyoruz, fakat ümidimizi muhaliflere de bağlamamak lazım. Olursa olur, fakat bir "Pirus Zaferi" tehlikesi de sözkonusu. 

Milliyetçi camia hiç bu kadar karanlık bir geleceğe bakmamıştı, 44'te tırnakları sökülürken bile. Fakat Namık Kemal'in benim kutsal metnim olan Hürriyet Kasidesi'nden iki beyit koyayım buraya, her şeye rağmen Türk milliyetçisi atiyi karanlık görerek azmi bırakamaz:

Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
Hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten

...

Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten


M. Bahadırhan Dinçaslan

This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.



 
mbdincaslan.com | © 2024 Tüm Hakları Saklıdır

  • Mevcut yorum yok.

Who's Online

749 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi

Latest Park Blogs