Üye Girişi

Üye Girişi
M. Bahadırhan Dinçaslan

M. Bahadırhan Dinçaslan

Boromir'in Ağıdı

Aragorn söyledi:

Aşarak Rohan boyunca kırları, batakları,
Çarpar Mundburg surlarına latif Batı Rüzgarı…”

Genç Eorl’un Ağıdı
Nerde küheylan, süvari, çalınan boru nerde?
Nerde zırh, nerde uçuşan sarı saçlar, miğferde,
Nerde o arp çalan el ki tutuşurdu tellerde
Bahar, hasat ve upuzun ekinler, perde perde…?

Song of Beren and Lúthien - J. R. R. Tolkien
  Beren ve Lúthien'in Şarkısı

Yapraklar uzunken, çimenler yeşil
Baldıran otları uzun ve latif
Bir ışık döküldü semadan çil çil;
Tinúviel ormanda dans ederken… 
Yapraklar kadar sık ve öyle kesif
Damlıyordu yıldızlar çisil çisil
Saçlarına elf kızının… O zarif
Bir müziğin kollarında giderken…

A Elbereth Gitlhoniel - J. R. R. Tolkien   A Elbereth Gilthoniel

Ey Elbereth! Göklerin yıldız saçan hanımı, 
Ey aksi bize doğru ışıldayan mücevher! 
Ey, yıldızlı göklerin kusursuz ihtişamı; 
 

Yıllar önce okumuştum, meşhur bir geyiktir: İki atın sağrılarının genişliği, bugünün uzay teknolojisini etkiliyor...

Hikayenin özeti şöyle ki, Amerika'da uzay mekiklerinin yakıt hazneleri, fırlatma sahasına demiryolu ile getirilir. Bu büyükçe yakıt hazneleri, fırlatma sahasından uzak bir bölgede üretilirler. Demiryoluyla taşınırken, bazı tünellerden geçmek zorundadırlar. O tüneller de, rayların genişliğinden biraz daha geniştir: o yüzden yakıt depoları belli bir genişlikten daha büyük yapılamaz, zira taşınmaları imkansızlaşır.

Bernard Cornwell, Kutsal Kase'nin Peşinde,Savaş Lordu Yıllıkları gibi Türkçe'ye çevrilmiş kitap serileriyle Türk okuyucusunun da tanıdığı bir tarihi roman yazarı. En ünlü eseri Sharpe serisi bir TV dizisine uyarlanmış ve televizyonda da yayın dünyası kadar ilgi çekmişti.

Muhteşem Yüzyıl, Diriliş gibi tarihi dizilerin, İhsan Oktay Anar ya da İskender Pala gibi isimlerin kaleme aldığı tarihi romanlar ya da "tarihten beslenen romanlar"ın yarattığı tartışmalarda, küresel ölçekte benzer işler yapanların neler düşündüğü edebiyat dünyası açısından önemlidir. Özellikle dilimize "Kutsal Kase'nin Peşinde" adıyla çevrilenThe Archer's Tale ile tanışıp sevdiğimBernard Cornwell, bu konuda fikir beyan edebileceklerin en başında yer alıyor. Hem romancı kimliğiyle, hem de eserlerinin TV'ye uyarlanması sebebiyle, Türkiye'deki çeşitli çevrelerin kendi ajandaları dahilinde dillendirdikleri savlar, Cornwell'in söyledikleriyle birleşince "doğru olan nedir?" sorusuna daha fazla yakınlaşacak gibiyiz.

Eşiyle taşındığı Amerika'da başka şansı olmadığı için yazar olmayı seçerek kariyerine başlayan Cornwell, gelecek romanlarında bir de Türk karaktere yer vereceğinin ipuçlarını veriyor.

Bu yazı, "yazmazsam olmazdı" cinsinden.

Fırat Çakıroğlu öldürüldüğünde, sevgilimle oturup, Fırat'ın sevgilisiyle fotoğraflarına bakmıştık... Ne güzel bir çift idiler, "benim de bu dünyaya gelişim / bir güzelin hatırı" dizesindeki gibi. Ve Fırat'ın ölümü, "benim de bu dünyadan gidişim / memleket sevdasına" dizesinin icabınca oldu. Bana en çok o genç kız dokundu ama, "ya ben de bir el kızını ardımda yaşlı koyarsam?" diye... El kızı ya; kıymeti buradadır: Anne seni koşulsuz, şartsız, gayr-ı ihtiyari sever. El kızı öyle mi, onunda aranda bir akit vardır, bir aht vardır. Ölüp gitmek, ahde vefasızlıktır, boynu büküklüktür; annene ihanet edemezsin ama el kızına edebilirsin. Bu yüzden "anadan geçilir, yardan geçilmez..."

Üzülmüştüm Fırat'a, bir ağıt yakmıştım, geride bıraktığına odaklanmış;

Nökerlik edip beyime
Yar olmaya konçuyuma
Şerefle şanla köyüme
Dönmeliydim berat ile

demiştim arkasından.

James Randi, eski bir sihirbaz. Bir süre mesleğini bir sahne sanatı olarak icra ettikten sonra, hayatını sahte şifacılar, astrologlar ve her türlü şarlatanla mücadele etmeye adamış, bu uğurda bir vakıf kurmuş ve sayısız şarlatanlığı açığa çıkarmış bir adam.

Bugün 86 yaşına gelen Randi, enerjisinden hiçbir şey kaybetmemiş gibi görünüyor. Söyleşinin sonunda bana özel bir sihirbazlık numarası da yapıp "kendine çok güvenme, sen de yanılabilirsin, herkes yanılabilir!" diye mesaj veren Randi ile, kısaca hayatını ve mücadelesini konuştuk. Yaşı ve yoğunluğu nedeniyle tadı damağımda kalsa da kısa kesmek zorunda kaldığımız bir söyleşi oldu. Aşağıda söyleşiyi okumadan önce, Türkçe altyazılı bir konuşmasını şu bağlantıdan izleyebilirsiniz: https://www.ted.com/talks/james_randi

Aşağıda okuyacağınız yazı, Radikal Blog'da 10 Haziran 2015'te yayımlanmıştı. En son baktığımda 20.000 civarı okunmuştu, bayağı ilgi görmüştü. Ancak gelen şikayetler üzerine, görsel ve başlık tahrik edici görüldüğünden, yayından kaldırıldı.

Sosyal bilimciler insan topluluklarını çeşitli özelliklerine göre tasnif ederler. Örneğin en eski tasniflerden biri, Gustave Le Bon'un "kolektif - bireyci" ayrımıdır: Kimi topluluklar daha kolektif, kimi topluluklar daha bireyci bir anlayış ve kodların hakim olduğu yapıdadırlar. Aşağı yukarı aynı dönemde, bugünü hala etkileyen bir Ferdinand Tönnies yaklaşımı ortaya çıkmıştır: