Üye Girişi

Üye Girişi

Tarihi pek bilmeyiz. Tarihin en büyük cahilleri de, en "ecdadcı" geçinenlerdir desek hata olmaz sanırım.

Öyle ya, bir dönem İslamcılar, şeriat ile en alakasız Osmanlı sınıfının adını takmışlardı kendilerine: Akıncılar. Halbuki akıncılar içki içerler, o dönemin savaş anlayışının bir yansıması olarak tecavüz ederler, psikolojik harp çerçevesinde kafalarına pars kafası, ayı, kurt kafası, sırtlarına post, hatta kimi zaman insan kafatası koyarlar, atlarına kanat takarlardı. Hatta bir rivayete göre Polonya ve Macaristan'daki kanat takan "Hussar" hafif süvari sınıfı bu akıncılardan esinlenerek doğmuştur.

Yine aklımda kaldığı kadarıyla Müneccimbaşı tarihinde, Osman Bey'in beyliği eline alışının, Türkmen ileri gelenlerinin huzurunda dolu içmesi ile başladığı yazılır. Bir nevi Osmanlı'nın resmi tarihçisinin ağzından, yüzyıllar sonra, Osmanlı'nın kuruluşunun "şarap" ile başladığının ifadesidir. Herhalde "bizim ecdadımız şöyleydi böyleydi" diyenler, bizzat ecdadın benzer mevzularda ne düşündüğünü bilseler kalp krizi geçirir, sözgelimi Osmanlı Türkü değil, Gürcü vs. olduklarını hatırlarlar. Gerçi o zaman da din sorunu doğar ama, herhalde oturduğu yerden tasavvur ettiği ecdadı öz dedesiymiş gibi gençlere anlatan "Üstad"lar Gürcüleri asr-ı saadetin bütün haşmetiyle yaşanageldiği bir kültürün sahibi olarak tanımlamakta zorluk çekmezler. Ah bir de, kafalarına giydikleri fesin ecdaddan nasıl tepkiler aldığını bilseler...