Ekşi Sözlük'te uzun süredir arpad takmaadıyla yazdığım malumdur. Yazıyordum: Bugün itibariyle "kovuldum" ya da sözlük jargonuyla ifade etmek gerekirse "uçuruldum".
Evvelden bir defa uçurulmuş, sonra tepkiler vesilesiyle geri getirilmiştim. Bir nevi ihtardı: Sana gıcıklanıyoruz, akıllı ol, göze batma.
Bu olayı takip eden süreçte sürekli yazarlığım engellendi (çaylak edilme, geçici bir süre yazı yazamamakla cezalandırılma) ve sudan bahanelerle yazdıklarım silindi. Sözlük "dünyasına" aşina olmayanlar için açıklayayım: Sözlükte bir "moderasyon tarihçesi" var. Sair sebeplerden yazısı silinenlerin tarihçesi kabarıyor, bu da "uçurma" için bir bahane yaratıyor. Benim vakamda ise, bahane gerçekten "yaratıldı".
Şimdi buraya kadar olan kısım çok önemli değil. Ancak bu son olayda uçmama sebep olan durum oldukça önemli.
Öncelikle ekşi sözlük'ü biraz tanıyalım. Ekşi sözlük "kullanıcıların içerik ürettiği" bir ortam. Yani arayüz, mecra bir firma olan sözlük tarafından sağlanıyor, "başlık" denen gönderilerin altına "entry" denen yazılar yazılıyor her hesap tarafından. Hesap sahipleri takmaad alıyorlar, hesabı almak için yıllarca sıra beklemeniz ya da HDP'li olup Kandil'den selam getirmeniz gerekiyor. (Goebbels okuyordum da dün, etkisi üzerimde hala. Goebbels demişken, sözlük elimden alındığına göre kitap tavsiyelerine buradan devam edeyim, Hannah Arendt, Kötülüğün Sıradanlığı ilginç bir tecrübe olabilir.) Sözlük Türkiye'de internet yaygınlaşırken bununla ilk tanışma fırsatını edinmiş gençlerin, internet çevresi geniş çocukların kurduğu bir platform olduğundan şanslı doğmuş, insanların düşüncelerini özgürce ifade edebilecekleri ve alt-kültür mensuplarının paylaşım yapabilecekleri bir ortam ihtiyacı olduğundan kısa zamanda büyümüş ve anaakım medyayı dahi etkiler hale gelmiş bir site. İstatistiklere baktığımızda, google.com, facebook.com gibi devler ve Hürriyet ile Milliyet'in internet sitelerinden sonra, en çok tıklanan Türk sitesi. Gerçi bazen Onedio.com'un Alexa'da onu geçtiğini görüyorum ama, etkinliği Onedio'dan fazladır.
Bu durumun şu önemi var: Bir iletişimci olarak ekşi sözlük'ün bencileyin "Seküler Milliyetçilik Vaizi" için müthiş bir nimet olduğunu söylemeliyim. İçeriği sen üretiyorsun, eğer "doğru yöntem" uygularsan yüzbinlere ulaşma şansın var ve bedava. Bunu tespit eden sadece ben değilim tabii ki, birçok firma buraya hem alışıldık reklamlar veriyor, hem PR metni gibi entryler yazdırıyorlar. Bu yıl, Kılıçdaroğlu'nun da sözlüğü önemsediğini ve sözlük yazarlarıyla sözlük formatı dahilinde sohbet ettiğini, kampanya yaptığını gördük.
Böyle bir mecra, tekrar edeyim, henüz yeterince güçlü olmayan, yaygın olmayan ya da anaakım medyada yer alamayan siyasi gruplar için oldukça işlevsel. O yüzden, TKP Parti Konseyi'nin tahminimce bütün azaları sözlüktedir, zira özellikle birkaç yıl önce sözlüğün gündemi TKP'nin iç işleriydi. Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde çay taşırken döken bir garson gündem oluyordu.
Yıllar geçti, HDP türedi. HDP'nin ne olduğunu vs. bu yazıda anlatmayacağım. Benim gözümden HDP'nin ne olduğunu anlamak isteyen okur, kısmetse ilerleyen günlerde derleyip toparlayıp buraya koyacağım yazılardan okuyabilir. Ancak burada HDP'nin oldukça farklı bir iletişimsel stratejiyi uygulamaya koyduğunu söylesek yeterli olur ve kabul edilir sanırım.
Bu strateji dahilinde, ekşi sözlük önemli bir araçtı. Sırrı Süreyya Önder'e ekşi sözlük'te hesap açıldı örneğin, hiç yazmamış olsa da. Sonra sözlük yönetiminin, şimdiki "patron" Başak Purut isimli avukat ve sözlüğün yaratıcısı Sedat Kapanoğlu'nun da dahil olduğu bir kadronun sevgi kelebeği temalı fotoğraflarını gördük Sırrı abileriyle.
Sonra, zaten evvelden beri "keyfi" bir şekilde işleyen sözlük moderasyonu (ki sözlüğün "demirbaşları" da daha ben yokken şikayet ederlerdi bundan) iyice sapıttı. İnsanlar durduk yere uçmaya, HDP'yi eleştirenler susturulmaya başlandı. Saçmasapan yazılar yazan bilgisiz ve laf ebesi HDP'li troller "şişirilmeye", DBE denen "dünün en beğenilenleri" listesine sokulmaya başlandı. (Sözlüğün yeni işleyiş şeklinde, sol frame denen güncel başlıklar akışını sadece yazarlar görebiliyor. Dışarıdan sözlük takip edenler, yalnızca popüler olmuş başlıkları ve DBE listesini görüyorlar.) Sayısız defa ispat edildi ki, başka bir entry DBE'ye girebilecekken bu HDP'li trollerden özellikle bir tanesininki kasten sokuldu.
Nihayet geçtiğimiz hafta içinde "uçurmalar" sıklaştı. HDP'yi eleştiren ve sözlük yönetiminin ayan beyan HDP ve PKK propagandası yaptığını, HDP'ye alternatif medya hizmeti sağladıklarını söyleyenler uçuruldular. Ben de bunlara tepki gösterip, daha önce yazdığım ve DBE'ye girip "sinir bozan" ekşi sözlük yönetiminin Türk milliyetçisi nefreti yazıma gönderme yaptım, HDP'ye yönetim tarafından bir hizmet verildiğini, bunun kusursuz işlemesi için de birçok yazarın uçurulduğunu yazdım. Uçuruldum. Olay bundan ibaret.
Burada genel olarak tutumuma biraz değinmem lazım: Ben ekşi sözlükte pkklılar olmasından şikayetçi değilim. HDP'li bile demiyorum, PKK'lı. Olsunlar, zira şimdi uçmuş olan boğaziçi üniversitesi'nde pkk yapılanması yazımın sözlük versiyonunda değindiğim üzre bu hevallerin gelmesi, uzaktan heval sevenlerin bunların ne kadar aşağılık, ne kadar pislik, militarist, kesin inançlı, kof ve mücrim olduklarını görerek soğumasına yol açıyor. "Fiski içen Cihangir enteli özentisi" (Cihangirliler değil, onlara özenenler özellikle) uzaktan heval seviyor ama, yanına gelince bir müteşabih kokuyu alıyor, iğreniyor. Bunun yanında PKK'yı ve stratejisini gözlemleme fırsatı da veriyor PKK'lıların olması. Ve nihayet, PKK'lıların bence-bizce teorik altyapısı ve haklılık mesnetleri zayıf, üstesinden geliriz. Fakat ben istiyorum ki, sözlük tarafından bunlar palazlandırılmasın. AKP'nin çözüm süreci diye diye nerede ip kazık kaçkını varsa memleketin başına akil, vekil, bakan, kanaat önderi diye bela etmesi gibi, bela etmesin. Yönetim yönetimliğini yapsın, format gözetsin, adil olsun: Bu kadar.
Gelelim diğer meselelere. Ben ekşi sözlük'ten kazanacağımı kazandım: Namusumla, samimiyetimle yazdım çizdim. İlgi de gördü. Hatta dolaylı olarak işimi bile sözlüğe borçluyum diyebilirim, sözlük sayesinde yazar oldum, gazeteci oldum vs. Uzun hikayedir. Şu an benim için daha fazla kazanç ifade etmiyordu zaten, sadece milliyetçi görüşü daha fazla yaymak adına oradaydım. Ve yine bu zaviyeden umursuyorum: Uçmam önemli değil, fakat Türkiye'nin en çok tıklanan sitelerinden birinin Fırat News alternatifi olması müthiş bir tehlike.
Tehlike ise, buna dair önlem almak lazım. Ben dostlarımla, sözlükte hukuka aykırı entryler yazanları tek tek suç duyurusu yoluyla hukuka havale etmek gibi azcık yorucu bir işi yapmayı seçtim örneğin. Bunun yanında, şu daha önemli: Ekşi sözlük bir şirket. Şirketler hamlelerinin ticari, hukuki ve sosyal sonuçlarının olacağını öğrenmeliler. Şirketleri cürüm işlemeye yönlendirenler de.
O yüzden Ekşi Sözlük'ü bu duruma düşüren Başak Purut'un HDP'ye destek vermek için kırk takla atan bir adam olduğunu her yerde yazıp söyleyeceğim. Ticari itibar önemsediğini sözlük takipçileri hatırlayacaktır: Falanca firmanın itibarı zedeleniyor diye müşterilerin yorumlarını sildirmişti. Türkiye'de bir terör ve suç şebekesine aleni destek vermek herhalde itibar zedeliyordur. Eğer avukatlık mesleğine Şırnak'ta KCK mensuplarının davalarını üstlenerek devam etmek istemiyorsa Başak neden böyle yapar, anlamış değilim.
Böyleyken böyle. Lafıma itibar eden, fikrime kıymet veren herkesi, arada bir, aklına düştükçe, Başak Purut (mahlası kanzuk ile değil, direkt adı ile) ve HDP ilişkisini suç teşkil etmeyecek, tehdit, hakaret içermeyecek biçimde, irade ve fikir özgürlüğü kapsamında her yere yazmaya davet ediyorum. Bugün twitter'da yaptık örneğin, TT olamasak da 13. sıraya kadar yükseldik Türkiye'de, binlerce tweet atıldı. Kullandığım takip&analiz aparatlarına para ödemeye üşendiğim için direkt ve son bir rakam veremiyorum ama, en az yarım milyon kişiye ulaştığımızı sınırlı istatistiki verilere dayanarak söyleyebilirim. Impression sayısı bundan da fazla. Buna devam etmeliyiz: Ekşi Sözlük seküler milliyetçiliğin kalesi olsun diye değil. Ekşi Sözlük ekşi sözlük olsun, küçük harflerle bize büyük bir dünya sunmaya devam etsin, yine kavga edelim, tartışalım, trollük edelim ama terör örgütünün yumuşak gücü olmasın diye. Şimdilik böyle yüzeysel, ana hatlarıyla yazdım, ileride iddialarımı daha da temellendirerek yazarım belki. Sözlükte arpad hesabım uçunca bahadirhandincaslan hesabımla yazdım, o da uçtu. Bir hesabım daha var.
Sözlükte benim başlığıma destek vererek yazanlar da uçuruldu. Destek veren herkes yanında, onlara da teşekkür eder ve özür dilerim.
PS: Kullandığım görseldeki fotoğraf orijinal. Fakat twitterda bir arkadaş biraz süslemeler yapmış.
M. Bahadırhan Dinçaslan
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Yorumlar