Son zamanlarda iki konu, mahalle bakkalından emekli müezzine herkes tarafından dillendiriliyordu: FED faiz arttıracak ve petrol fiyatları düşüyor. Bu bilgiler paylaşılır, ardından ekonomik analizlere girişilirdi.
Şükür ki FED faizi arttırdı politikasını az çok aşikar etti, bu gündemden düştü. Fakat petroldeki düşüş sürüyor, 10 dolar artık laf ola beri gele nevinden bir tahminin ötesine geçti, ciddiye alınıyor. Buna ve Rusya'ya etkilerine dair yazı yazmamak olmazdı.
Zülkarneyn: Suudi Arabistan, İran ve Türkler yazımda biraz değinmiştim petrol fiyatlarının Rusya üzerindeki etkisine. Fakat bu konuya değinmeden evvel, belirtmem gerekir ki bu sitede genellikle sosyal, siyasi, tarihi ve edebi meseleler üzerine yazıyorum. Arada bir Bilgi Teorisi gibi pozitif bilimin meselelerine de değiniyorum. Ancak ne burada, ne şimdiye kadar yazdığım yerlerde pek ekonomik meselelere girmiştim bu zamana dek. Zira en nefret ettiğim üç şey erken kalkmak, kravat takmak ve ekonomi: Mesleğim nedeniyle erken kalkıp, kravat takıp, üstelik İngilizce ekonomi analizleri, makaleleri, haberleri yazıyorum. Mesleğimin dışında kalan yazılarım benim için "sevdiğime kaçış"tı, bu yüzden değinmiyordum; biraz da kendimde ciddi bir ekonomik analiz yapacak birikimi görmeyişimden.
Ancak bu defa değinmek şart oldu, zira ekseriyeti Turancı hassasiyetlere sahip bir okur kitlesine hitap ediyorum ve bir Turancı için en büyük ve değişmez düşman olan Rusya'ya dair manzaranın hiç değilse ana hatlarıyla bilinmesi gerektiğini düşünüyorum.
Gelelim petrol fiyatlarına. Rusya'nın Kırım'ı yasadışı biçimde ilhakının gerçekleştiği esnada, örneğin Mart 2014'te varil ham petrol fiyatı 100 dolar civarında seyrediyordu. Temmuz 2014'te Amerika ve müttefiklerinin özellikle Rus enerji devleri (Rosneft vs.) ve bankalarını hedef alan yaptırımlarını takiben, petrol fiyatları düşüşe geçti. Ağustos 2014, petrol fiyatlarının aşağı yönlü trendinin dönüm noktası olarak kabul edilebilir, bu tarihten itibaren hep aşağı yönlü seyreden ham petrol fiyatları bugün 32 dolar seviyesinde. Vaktiyle Goldman Sachs 20 dolarlık bir seviyeyi işaret ederken kaşlar kalkmıştı ama bugün 16 hatta 10 dolar seviyeleri dillendiriliyor.
Bu düşüşün tek sebebi -direkt ya da dolaylı- Amerikan yaptırımları ya da politikası değil elbette. Suudi Arabistan, pazar payını arttırmak ve Amerika'daki yeni üretim teknikleriyle başa çıkabilmek için kasten üretimini yüksek tutup fiyatların aşağı oynamasına neden oldu. Yakın zamanlarda Suudi Arabistan ilk ciddi finansal etkileri tecrübe etmeye başladı ki, dünyadan Suudi fonları yavaşça geri çekiliyor. Geçenlerde bizim borsadaki sert düşüşlerden bir kısmı bu fonların çekilişiyle alakalıydı, örneğin.
Bunun Rusya üzerindeki etkisini Stalingrad'ın düşmesi ile teşbih etsek yeridir. Zira Rus ekonomisi petrol ve diğer kaynakların ihracına dayanan bir ekonomi. Örneğin, Rusya Türkiye'ye gaz yaptırımı uygulayamaz, zira Türkiye Almanya'dan sonra ikinci en büyük Rus gazı ithalatçısı, Avrupa pazarında. Rusya'nın döviz girdisine ihtiyacı var ve Türkiye ile önemsiz ticaret kalemlerini öldürse de, büyük işlemleri sonlandıramaz. Hem, bir dolar otuz ruble seviyelerinden bir dolar yetmiş ruble seviyelerine gelmiş parite, hem de aşırı artarak borçlanmayı ve finansmanı imkansız hale getirmeye yaklaşan Rus faizlerinin yarattığı darboğaz Rusların hareket alanını kısıtlıyor. Gayrıresmi savaşta olduğu Ukrayna'ya bile daha düşük fiyatlı gaz satma teklifleri yapmak zorunda kalıyor.
Burada şuna değinelim, petrolün çıkarma, depolama vs. maliyeti var. Ve satış fiyatı bu maliyetin altında şu sıralar. Sol tarafta gördüğünüz grafik, ülkeler için başabaş petrol fiyatlarını gösteriyor. Yani ülkenin sair giderler ve maliyetleri karşılayarak, bütçesini dengeleyerek petrolü satabileceği fiyat.
Rusya için bu 113 dolar seviyesinde. Yani Rusya'nın işine gelen, uzun vadede petrol fiyatlarının 113 dolarda olmasıdır. Şu an 32 dolar ve aşağı yönlü hareket devam ediyor.
Suudi Arabistan, ekonomisi daha kırılgan İran'a göre avantajlı konumda, rezerv fonlarıyla uzun bir süre dayanabilir.
Rusya'nın stratejik anlamda belini büken bir diğer olgu var. BP'nin 4000 işçi çıkaracağı haberlerini aklınızda tutarak, gözünüzü Kuzey Buz Denizi civarına çevirin. Ülkece uzakta olduğumuzdan bu bölgenin neredeyse Ortadoğu kadar sıcak ve hareketli bir çekişme sahası olduğundan haberdar değiliz. Kanada, Amerika, Rusya, Norveç gibi ülkeler bu bölgedeki geniş petrol kaynaklarını çıkarmak ve işletmek için yarış halindeler; Rusya'nın en saldırgan olduğu alanlardan biri de burası.
Petrol fiyatlarının yükselmesi, Rusya'yı en çok burada etkiledi zira petrol çıkarma maliyetinin en yüksek olduğu bölge burası. Daha 2008'de, Lars Lindholt ve Solveig Glomsrød, Future Production of Oil and Gas in the Arctic raporlarında, eğer petrol 40 doların altına düşerse, bunun Kuzey Kutup bölgesi petrol arama çıkarma faaliyetlerinde çok keskin bir düşüşe sebep olacağını yazmışlar. Şüphesiz bu bölgedeki petrol çıkarmada en büyük pay sahibi olan Rusya, bundan en çok zararı görendir.
Bunun yanında, Norveç, Danimarka, Kanada ve Amerika ile bu bölgede "zıtlaşma" kabiliyetine büyük bir darbe yemiştir. Bölgenin önemi yalnızca petrol ve gaz kaynaklarından ileri gelmiyor, aynı zamanda önemli bir nakliye sahası. Kanada'da yeni liman şehirleri ortaya çıkıyor, gemiyle taşımacılık maliyetini azaltan yaz dönemi Kuzey Denizi rotaları, önemli bir stratejik meseleyi teşkil ediyor.
Rus ekonomisi çok kırılgan ve çöküşte. Medvedev'in birkaç itirafı olmuştu 2008'de başlayan krizle ilgili, bugün ajanslara bir haber daha düştü; Medvedev'in ağzından "kötü senaryolara hazırlıklı olmalıyız" nevinden bir beyan ile ilgili.
Rusya'nın Türkiye'ye canhıraş biçimde saldırması da bundandı; Putin bir kağıttan kaplan. EuromaidanPress'teki yazılarımda daha çok eğildim bu konuya ama, özetleyecek olursam, aynı Erdoğan gibi şahsi karizması ve inanılmaz propaganda ağıyla Rusya'nın zaaflarını gizleyen Putin, bu kurmacanın iç yüzünü ortaya çıkaran, deyim yerindeyse biraz "donunu gösteren" bu olaya çok bozuldu.
Amerika bundan kârlı çıkıyor. Zira petrolde hem önemli bir üretici, hem de en büyük tüketici ve ithalatçı. Fiyatların düşük tutulması Amerika için çok yönlü bir kazanç getiriyor: İthal ettiği petrol düşük fiyata geliyor, ezeli düşmanı can çekişiyor, Türkiye gibi bir dereceye kadar pro-Amerikan ekonomisinin topyekün çökmesi engelleniyor. (Eğer petrol fiyatları bu seviyede olmasaydı, mevcut dolar paritesi nedeniyle topu çok daha erken atardık.) Hindistan ve Japonya da kârlı çıkanlardan.
Nerede gördüğümü hatırlayamadığım için kaynak belirtemediğim ama kaydetmiş olduğum bir karikatürü buraya koyarak bitireyim.
M. Bahadırhan Dinçaslan
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Yorumlar