Bir darbe oldu ve ne hikmetse darbecilerle iş tutanlar hariç herkes suçlanıyor. Son günlerde Meral Akşener'e yapılan saldırılarsa iyice dozunu kaçırdı.
Hatırlayınız, dün Tuncay Güney denen müptezelin iftiralarıyla cadı avı başlatanlar, bugün pişmanlar. Yeni meczupları da, anlaşılan, Nurettin Veren denen adam. Bir teşekkür mektubunu uzatarak, işte cemaatin Akşener'i bakan yaptığının belgesi diyor. Türkiye zaten bu tarz aşağılık, akla zarar, hiçbir mantığı olmayan suçlamalar ve bununla gelen karalama, hatta tutuklama kampanyaları yüzünden zarar görmedi mi?
Şunu bir düşününüz, cemaatçilerin darbesi başarılı olsa, bugün Akşener'e saldıran zevatın çoğu, "biz zaten hocaefendimize kurban oluruz" diyerek onların saflarına gitmeyecekler miydi? Zaten boy boy fotoğrafları, geçmişte işbirlikleri yok muydu? Bizler, ta en başından beri cemaat zararlıdır, aşağılıktır, teröristtir diyen insanlar; biz muhtemelen ipe giderdik. Fakat bugün ona buna cemaatçi diye saldıranlar önde gideni, bayrak tutanı olurlardı. Böyle iki yüzlü bir şer odağı, Meral Hanım'ın adını ağzına almaya cüret edebiliyor.
Meral Hanım, 2010'da Fethullah ölüleri mezardan kaldırıp oy kullanmaya davet ederken, o zamanki başbakan Erdoğan'la araları çok iyiyken, Erdoğan'ın çevresini "kazık yiyeceksiniz" diye uyardıysa, haklı çıktıysa, bu saldırılar biraz da ondan kaynaklanıyor gibi. Belki, örneğin Melih Gökçek gibi cemaatle ilişkisinin tekrar araştırılmasından korkan, kendisine güvenilmediğini sezen adamlar da, hedef saptırmak için iftira kakofonisine katılıyorlardır ya da bunun bizzat başındalardır.
Bir de şu var: Meral Hanım, sürekli "bu paralel devlet belasını devletin başına musallat edenlerden hesap soracağım" dedi. Yani sadece ağrıyı kesmeyeceğiz, ağrının sebebini yok edeceğiz. Yalnızca sinekleri öldürmeyeceğiz, bataklığı kurutacağız dedi. Ve Türkiye'de arkasına ciddi bir rüzgar aldı. Darbecilerin dünkü ortaklarının bu kadar tutuşmasının nedeni bu. AKP dışında bir hükümet gelirse, ufak bir soruşturma ile hepsini defaatle müebbet hapis yatıracak suç işlediler. Bu ortaya çıkmasın diye, bunun üzerine gitme ihtimali olan tek siyasetçiye aşağılık iftiralarla saldırıyorlar.
Bir örtbas yöntemleri daha var. Devlet Bahçeli'yi arkalarına alarak, vatan millet edebiyatı yapıyorlar. Devlet Bahçeli ne çabuk unuttu ki, milliyetçilerin bu darbede payı yoktur, dahli yoktur, darbecilerle teşrik-i mesaisi yoktur. Sütten çıkmış ak kaşığız. Ve bu özgüvenle, haklılıkla milletimize gidip "darbe olduysa, AKP yüzünden oldu. Bunlar, çıkarları için devlete bunları musallat ettiler ve kazandıkları hala ceplerinde, midelerinde. PKK'yı azdıran bunlar, cemaati yerleştiren bunlar. Darbe olmasın diyorsanız, AKP'ye oy vermeyin, namuslu Türk milliyetiçilerine destek verin" diyerek Türkiye'ye umut olmak yerine, Tayyip Erdoğan'ı temize çıkarma operasyonunun maşası oldu.
Sürekli kandırıldık diyen bir cumhurbaşkanı, başbakan ve devlet azaları var. Bu Türkiye için büyük bir tehdit değil midir? Ben bir seçmen olarak PKK'nın çözüm süreci denen ihanet sürecinde, cemaatin 2002 yılından beri durmadan kandırdığı adamların ülkeyi yönetmesini bekamıza büyük bir tehdit olarak görüyorum. Devletin bekasını önemseyenler, bunu en büyük tehlikelere atan, cumhuriyet tarihinin en büyük badirelerini ve rezaletlerini atlatmamıza sebep olan AKP'ye düşman olmalıdırlar. Fakat Erdoğan'ın şahsi saltanatının bekasını özleyenler, onunla mitinge gidebilirler. Oraya gidip, Türk milliyetçilerinin tertemiz mazisi ve söylemini, Türkiye'yi düze çıkarmak için değil, Erdoğan'ı aklamak için referans olarak kullanabilirler. Bunu yaptıkları anda, hainin en büyüğü olarak milliyetçilerin kalpleri ve beyinlerinden sakıt olup, aşağılık birer bekçi köpeği olarak hatırlanacaklar.
İnsanlar korktu, büyük bir badire atlattık. Erdoğan ve çevresi, bu korkuyu ve karmaşayı, kendilerini aklamak ve düze çıkarmak için kullanıyorlar. Şükür ki, 20 yıl sonra torunlarıma, "bu çılgınlığa karşı tek başına duran, herkesin içtiği sudan içmeyen tek milliyetçi lider Meral Akşener'le saf tuttum" diyeceğim. Alnımda bir leke olmayacak. "Bu millet" deyip dururken bile Türklüğün altını oyan insanlarla birlikte saf tutmayacağım. Partime kaset operasyonları yapan ve iftiralar atanlarla kol kola hareket edenlerle birlikte yürümeyeceğim.
Meral Hanım tutuklanırsa, salonda İstiklal Marşı'nı okur, hepsini ayağa dikeriz. Tarih, bizi milletinin safında; geri kalan herkesi milletinin sırtında yer beğenenler olarak yazacak.
M. Bahadırhan Dinçaslan
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.
Yorumlar